Edinburgh Üniversitesi’nde doktora programına devam eden Ayça Atabey, Dijital Gelecek Komisyonu için veri koruma politikalarının çocuklar özelinde nasıl şekillenmesine dair kapsamlı bir makale yayınladı.

Veri koruma politikalarının odağında farklı kesimler olabilir. Çoğunlukla tüketicilere yönelik bu politikalar belki ileride yapay zeka destekli robot hakları için de gündeme gelecek. Bunun için henüz erken olabilir ancak Avrupa Birliği’nin Yapay Zeka Sözleşmesi’nde bunun için bir temel oluşturacağını da söylemek pekala mümkün.

Bununla birlikte veri koruma ve kişisel veriler özelinde aslında çok yakınımızda olan ama ihmal edilen bir grup daha var: Çocuklar…

Edinburgh Üniversitesi’nde doktora programına devam eden Ayça Atabey, Dijital Gelecek Komisyonu’nun internet sitesinde tam da bu konuyu ele alan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Birliği’nin GDPR düzenlemesinin de dahil edildiği son derece kapsamlı bir yazı kaleme aldı. Bilgi Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku ve Durham Üniversitesi’nde Hukuk derecelerine sahip olan Atabey, veri koruma, bilgi gizliliği ve insan hakları konularının kesişimini ele alan bir doktora programıyla tanınıyor.

Ayça Atabey’in hazırladığı “Data protection in children’s best interests: what’s at stake?” başlıklı yazı, Birleşik Krallık Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin (UK-GDPR) belirlediği koşulları incelerek çocuklar özelindeki durumu inceliyor. Veri denetleyicilerine yönelik, verinin varsayılan bir değer olarak korunmasını açıklayan 25. Madde ile denetleyicilerin yerine getirmesi gereken kuralları tarif eden 28. Madde’ye atıfta bulunan Atabey, buradan hareketle çocuk hakları ve veri koruma arasındaki ilişkiyi irdeliyor.

“Çocuklar savunmasızdır, bu nedenle ürün ve hizmetler onların temel hak ve özgürlükleri dikkate alınarak tasarlanmalıdır”

Ürün ve hizmetlerin standart bir yapıyla çocukların savunmasız yapılarını koruyacak şekilde tasarlanması gerektiğini kaydeden Ayça Atabey, buna karşın söylemle uygulama arasında ciddi boşluklar bulunduğuna dikkat çekiyor. Tasarım sırasında çocuklara yönelik mahremiyetin göz ardı edildiğinin altını çizen Atabey, “Yaşa Uygun Tasarım Kodu” ile bu eksikliğin giderilebileceğini ifade ediyor.

Çocuklara yönelik ürün ve hizmetlerin 25. Madde ile uyumlu olarak yüksek gizlilik ayarıyla sunulması gerektiğini kaydeden Atabey, tasarım ve veri koruma ile çocuk hakları arasında nasıl daha güçlü bir uyum olabileceğinin düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.

COVID-19 ile çocuklar daha da dijitalleşti

Çocukların, pandemi dönemiyle birlikte dijital bir yaşama sahip olduğunu belirten Ayça Atabey, bu durumun da etkisiyle çocuklara yönelik veri koruma politikalarının hayata geçmesinin daha acil hale geldiğini de kaydediyor. Mevcut Birleşik Krallık GDPR mevzuatının buna bir nebze ışık tuttuğunu belirten Atabey, regülatör kurumların ve dijital hizmet sağlayıcıların, veri sistemlerinin tasarımı ve geliştirilmesinde çocuklara çocukların çıkarlarını nasıl daha iyi koruyacağına yönelik değişiklikler yapması gerektiğini vurguluyor.

Ayça Atabey’in yazısının İngilizce orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz.