Juniper Research tarafından yapılan bir araştırma, yüz tanıma sistemlerinin 2025 yılına kadar 1.4 milyar kişi tarafından ödeme amaçlı kullanılacağını ortaya koydu.

Biyometrik güvenlik teknolojileri çok da yeni bir teknoloji sayılmaz. Ancak özellikle akıllı telefonlara entegre edilmesiyle hiç olmadığı kadar çok sayıda kişi tarafından kullanılır hale geldi. Uzunca bir süre özel depolar, laboratuvarlar gibi alanlarda kullanılan parmak izi, iris tarama gibi yöntemlere avuç içi damar izi takibi, onlarca farklı noktayı baz alan yüz tanıma sistemleri de eklendi.

Juniper Research tarafından yapılan “Mobile Payment Authentication: Biometrics, Regulation & Forecasts 2021-2025” başlıklı bir araştırma ise bu teknolojilerden yüz tanımaya odaklanıyor. Araştırmaya göre, 2020 yılında ödeme işlemleri için yazılım tabanlı yüz tanıma sistemlerini kullananların sayısı dünya genelinde 671 milyonu buldu. 2025 yılına kadar ise iki kattan fazla bir artışla 1.4 milyara ulaşacak. Bunu bir anlamda temassız kredi kartlarının etkisi bile azalacak gibi yorumlamak mümkün.

Apple FaceID süreci hızlandırdı

Araştırmaya ait detaylarda hızlandırıcı faktör olarak Apple’ın FaceID uygulaması gösteriliyor. Bir diğer etki ise COVID-19. Temastan kaçınarak yaşamaya çalışan pek çok kişi özellikle ödeme yapmaları gerektiğinde farklı alternatifleri değerlendirme gayretindeydi. Apple FaceID’nin maske varken bile doğru tanımlama yapabilmesi Juniper Research analistlerinin dikkat çektiği bir konu olarak öne çıkıyor.

Her 100 telefonun 93’ünde parmak izi sensörleri olacak

Biyometrik sistemler ailesindeki çeşitlilikte bir diğer öne çıkan yöntem ise bu teknolojinin en eskilerinden parmak izi. Mobil ödemede kimlik doğrulama yöntemlerinde biyometrik güvenlik teknolojilerinin rolünü inceleyen araştırmaya göre 2025 yılında her 100 akıllı telefonun 93’ü parmak izi sensörüyle birlikte gelecek.

Araştırmanın ortak yazarı Susan Morrow, donanım tabanlı yüz tanıma sistemlerinde bir artış yaşandığını ifade ediyor. Bu oran raporla ilgili tanıtım metninde yüzde 17 olarak verilmiş. Düşük bir oran değil, ancak Morrow, yazılım tabanllı yüz tanıma sistemlerinin donanım tabanlı yüz tanıma sistemlerinin benimsenme oranını aşağı çektiğine vurgu yapıyor. Güvenli bir mobil kimlik doğrulama ortamına olan ihtiyaç arttıkça akıllı telefon satıcılarının bu yönde daha fazla çaba sarf edeceğini kaydeden Morrow, dolandırıcıların gelişen taktiklerine karşı daha güvenilir donanım tabanlı sistemlerin kullanılmasını öneriyor.

Bir sonraki aşama sesle ödeme olacak

Juniper Research’ün araştırmasında öne çıkan bir diğer alan ise ses tanıma teknolojileri. Bu yöntemin ödeme amaçlı kullanımının 2020’de 111 milyon olduğu belirtilirken 2025’te 700 milyonun üzerine çıkacağı öngörülüyor. Bununla birlikte şu an özellikle bankalar tarafından kullanılan ses tanıma sistemlerinin diğer alternatiflere karşı daha yavaş ilerlemesi bekleniyor.

Çoklu sistemlere yönelin

Raporu hazırlayan analistler, ürün/hizmet satıcılarının güvenli bir ödeme ortamı sağlamak için tek bir alanla kalmaması gerektiğine de dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yüz tanıma, parmak izleri, ses ve davranış göstergelerini içeren çoklu bir biyometrik strateji benimsenmesini öneriyoruz.”